1983’te küçük bir seramik atölyesi olarak faaliyetlerine başlayan Kar Porselen’in hayata geçirdiği HoReCa markası Bonna, 2014 yılından bu yana otel, restoran ve kafe sektörüne yenilikçi çözümler sunuyor. Yerli ve yabancı tasarımcıların imzasını taşıyan ürün koleksiyonlarını kullanıcılara sunan marka, geniş bir ürün gamına sahip. Bonna, bugün altı kıtada 89 ülkeye ürün ihracatı yaparken, farklı otel restoran ve kafelerde yeme-içme deneyimini mükemmelleştirmek amacıyla farklı ihtiyaçlara uygun kişiselleştirilmiş ürün ve çözümler sunarak, ayrıcalıklı sofralar yaratıyor. Kullanıcılarına “her defasında en mükemmel sunum” vaat eden Bonna, Kocaeli Çayırova ve Bilecik Pazaryeri bölgelerinde bulunan iki tesisiyle yıllık toplam 30 milyon parça üzerinde üretim gerçekleştiriyor.
Doğaya ve yaşama saygılı üretimi benimseyen marka, WWF-Türkiye iş birliği ile hayata geçirdiği Prints by Bonna koleksiyonu ile yaban hayatında yaşamı tehdit altında olan türler ile ilgili farkındalık yaratılmasına destek oluyor. Koleksiyon, doğal yaşam alanları daraldığı için sayıları günden güne azalan ‘Alageyik, Turna, Su Aygırı, Siyah Gergedan ve Mavi Balina’ türlerinin ayak veya kuyruk izlerini taşıyor. Bonna, Prints koleksiyonuyla farkındalık yaratarak, tehdit altındaki bu canlıların dünyada kendilerinden bir iz daha bırakmasına katkı sağlamayı hedefliyor. Yaban hayatına dikkat çeken Prints projesinde Bonna, sürdürülebilir ve çevre dostu ürünler kullanıyor. Özüne sadık kalarak, topraktan aldığını toprağa geri verme anlayışıyla çalışmalarını sürdüren marka, koleksiyonunda %100 geri dönüştürülmüş hammadde kullanıyor ve bu sayede doğa üzerindeki olumsuz etkisini minimum düzeye indiriyor. Bonna Satış Pazarlama Direktörü Reha Tavil, Prints projesi ile ilgili sorularımızı yanıtladı…
Öncelikle Bonna nasıl doğdu ve nasıl bir gelişim süreci izledi?
Hikayemiz 1983 yılında küçük bir atölyede seramik üretimiyle sektöre adım atan Kar Porselen ile başladı. 80’li ve 90’lı yıllarda alışılagelmiş seramik ev eşyası anlayışına yeni bir soluk kazandırmak amacıyla çalışmalarımızı sürdürdük. 2002 yılında Kocaeli-Çayırova tesisimize taşındık ve yenilikçi yaklaşımımızla porselen üretim hacmimizi geliştirdik. 2012’de normal porselenden çok daha ince, zarif ve dayanıklı olan ‘Fine China Porselen’ üretimine geçerek, Türkiye’de bir ilki gerçekleştirdik. Ürünlerimizle sektörümüze kazandırdığımız diğer ilkler; sır altı el dekor tekniği, ilk kare form ve dijital dekorlama olarak sıralanabilir.
Ayrıca ülkemizde kenar çıtlama garantisi veren ilk firmayız. İlave olarak, sektörde İngiliz kalite standartları uygunluk belgemizle BTI Kitemark sertifikasına sahip tek firma olarak konumlanıyoruz. 2014 yılında da Kar Porselen’in yenilikçi ve aynı zamanda zanaatkarlıktan gelen gücüyle Türkiye’deki ilk HoReCa markası Bonna’yı hayata geçirdik. Sektördeki 30 yılı aşkın deneyimimizle yarattığımız markamız Bonna ile bugün 20 bin metrekaresi kapalı olmak üzere toplam 95 bin metrekare alana kurulu Bilecik-Pazaryeri fabrikamız ve 15 bin metrekare kapalı alana sahip Çayırova fabrikamızda yıllık 30 milyon parça ürünü sektöre sunuyoruz. Türkiye’deki faaliyetlerimizin yanı sıra altı kıtada 90’dan fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyoruz. Yeme-içme deneyimini mükemmelleştirmek amacıyla farklı ihtiyaçlara uygun kişiselleştirilmiş ürün ve çözümler sunan teknolojik altyapımız, etik iş birliği modelimiz ve “beraber büyümeye” dair inancımız ile geleceğe bugünden ilham vermeyi hedefleyen bir vizyonla ilerliyoruz.
Prints by Bonna koleksiyonunuzdan bahsedebilir misiniz?
Bonna olarak üretimden tedarik aşamasına kadar birçok sürecimizde yaşadığımız dünyaya karşı sorumluluklarımızın bilinciyle hareket etmek istiyoruz. Prints koleksiyonumuzu da bu vizyon doğrultusunda, sürdürülebilir bir dünyaya katkı sağlama hedefiyle geliştirdik ve WWF Türkiye ile bir araya gelerek Yaban Hayatı özelinde bir iş birliğine imza attık. Prints koleksiyonumuzun her bir parçası, yaşamı tehlike altında olan Alageyik, Turna, Su Aygırı, Siyah Gergedan, Mavi Balina türlerinin hem doğada hem zihnimizde bıraktığı izleri taşıyor. Sofralarda yer verilen her bir Prints ürünüyle yaşamı tehlike altında olan türlerin dünyaya kendilerinden bir iz daha bırakmasına destek olurken, belki de insanlık için küçük ama yaban hayatı için büyük bir adım atıyor olduğumuzu düşünüyoruz.
Koleksiyonu geliştirirken amaçladıklarınızı biraz daha açabilir misiniz?
Prints by Bonna koleksiyonumuzu hayata geçirirken temel amacımız, dünyadaki karbon ayak izimizi azaltarak daha sürdürülebilir bir üretime doğru geçerken, yaşamı tehlike altında olan türlerin dünyada her geçen gün azalan izlerine dikkat çekmekti. İnsanlığın doğayla uyum içinde yaşadığı bir geleceğin kurulmasına katkıda bulunmanın yanı sıra sektörümüz ve tüketicilerimiz açısından bir farkındalık yaratmayı da önceliklerimiz arasına koyduk. Koleksiyon ne kadar çok insana ulaşırsa, doğal yaşam alanları daraldığı için sayıları günden güne azalan ve yaşamı tehlike altında olan canlılara o kadar çok dokunabileceğimizi düşünüyoruz. Bu sebeple, yaşadığımız gezegene karşı kendisini sorumlu hisseden herkesin bu iyiliğe sofrasından kolaylıkla katılabileceğini vurgulamak istiyoruz.
Bu beş hayvanın seçilmesinin nedenleri nedir?
Bu türleri seçerken de aslında oldukça zorlandık. Çünkü yeryüzünde yaşamı tehlike altında olan birçok tür var. Bu noktada bizler farklı yaşam alanlarını gözetmek istedik ve o yaşam alanlarında farkındalık yaratmayı amaçladık. Havada, karada ve suda yaşamını sürdüren ve yaşamı tehdit altında olan türleri seçerken de sadece Türkiye’den değil, dünyanın farklı coğrafyalarından olmalarına dikkat ettik.
“Prints by Bonna koleksiyonumuzu hayata geçirirken temel amacımız, dünyadaki karbon ayak izimizi azaltarak daha sürdürülebilir bir üretime doğru geçerken, yaşamı tehlike altında olan türlerin dünyada her geçen gün azalan izlerine dikkat çekmekti.”
Gelecekte nesli tehlike altında olan diğer türleri de koleksiyona ekleyecek misiniz?
Umuyoruz ki, bu tip tehlikeler sonlansın ve bizler de farkındalık yaratmak adına koleksiyonlarımızı geliştirmek yoluna gitmeyelim. Henüz bu konuda olgunlaşmış bir projemiz mevcut değil ancak gerektiği her durumda nesli tehlike altında olan diğer türlere dikkat çekmeyi de elbette arzu ediyoruz.
Sürdürülebilirlik vizyonunuz Prints koleksiyonunun üretim sürecine nasıl yansıdı?
Bonna, çevreye ve topluma karşı sorumlu bir kuruluş olma misyonuyla sürdürülebilir üretim anlayışını marka kimliğinin merkezine koyuyor. Toplam kalite yönetimimizin bir parçası olan bu anlayış, verimli kaynak kullanımı esasıyla üretim döngümüz boyunca uygulanıyor. Bu kapsamda son teknolojilerin kullanıldığı fabrikamızda, tüm birimlerde doğalgaz ve elektrik kullanımında sürekli tasarruf hedefliyor ve performans çıtasını her geçen gün arttırıyoruz. Atık yönetimine değer vererek, tedarik zinciri yönetiminde döngüselliği sağlıyoruz. Makinelerimizde yaptığımız düzenlemelerle %80 oranında elektrik tasarrufu yapıyor ve atık suyun %80’ini geri dönüştürerek üretimde tekrar kullanıyoruz. Ürünlerimizin paketlenmesinde kullanılan ambalajları dahi, geri dönüştürülmüş malzemeden üretmekteyiz. Prints ürünlerinin üretim süreci bu temel standartlarımız çerçevesinde gerçekleştirilirken, %100 geri dönüştürülmüş hammadde kullanımıyla doğaya olan negatif etkinin minimum düzeye inmesini sağladık.
Neden WWF Türkiye ile çalışmayı seçtiniz?
Global ölçekte son derece prestijli bir kuruluş olan, yeryüzünün en değerli yaşam alanları ile canlı türlerini koruyarak dünyada olumlu yönde bir değişim yaratmayı hedefleyen WWF Türkiye ile ortak bir vizyonu paylaşıyoruz. Bu doğrultuda WWF Türkiye’nin projemizin hedefine ulaşması yönünde en doğru kuruluş olduğunu düşünüyor ve güç birliği yaparak çok anlamlı bir projeye imza attığımıza inanıyoruz.
“Ürünlerimizin paketlenmesinde kullanılan ambalajları dahi, geri dönüştürülmüş malzemeden üretmekteyiz. Prints ürünlerinin üretim süreci bu temel standartlarımız çerçevesinde gerçekleştirilirken, %100 geri dönüştürülmüş hammadde kullanımıyla doğaya olan negatif etkinin minimum düzeye inmesini sağladık.”
WWF Türkiye ile iş birliğiniz devam edecek mi?
Bonna, sürdürülebilirlik çerçevesindeki projelere ve bu kapsamdaki iş birliklerine her zaman açık bir yaklaşım içerisinde. Bu sebeple WWF Türkiye ve o değerdeki benzeri kuruluşlarla bir araya gelerek yeni projeler geliştirmeye, farkındalık yaratmaya devam edeceğiz.
Bonna by Prints için ne kadarlık bir yatırım yaptınız?
Bu tip projeler özelinde yaptığımız yatırımdan çok işin farkındalık kısmının etki bırakmasını arzu ediyoruz. Bizler için küçük ama yaban hayatı için büyük bir adım olan bu projenin değerinin rakamlarla ifade edilebileceğini düşünmüyoruz.
Prints koleksiyonu ile karlılık hedefiniz var mı?
Projemiz tamamen yaşamı tehlike altında olan türlerin yaşamını desteklemek üzere hazırlandı. Maddi bir kar amacı gütmedik. Bizim için en büyük kar, daha çok insana ulaşabilmek ve daha çok insanın yaban hayatına destek olmalarını sağlamak olacaktır.
Sürdürülebilirlik konusundaki gelecek hedefleriniz nelerdir?
Yeni nesil teknolojik sistemleri tesislerimize ve üretim süreçlerimize entegre etmeye devam ederek, 2025’e kadar ürün portföyümüzde sürdürülebilir ürünlere daha çok yer vermeyi hedeflemekteyiz. Bu arada Bonna by Prints gibi projelerimizle de farkındalık yaratmayı sürdüreceğiz.